Hikayemiz

 

 EROL SAĞMANLI
 URART YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE KREATİF DİREKTÖRÜ 

Erol Sağmanlı lisans eğitimini Pennsylvania Üniversitesi Wharton School Ekonomi Bölümü’nde, yüksek lisansını London School of Economics’te tamamladı. Tasarım, sanat ve estetiğe ilgisi ise her zaman yaşamının öncelikli değerleri arasındaydı.

Erol Sağmanlı’nın  prensiplerinden ödün vermeyen, karşıtların birliğini temel alan felsefesi ekseninde, dün ile bugün, geleneksel ile çağdaş olan, zamansız ve özgün Urart tasarımlarında harmanlanır.

Her bir parça yüksek nitelikli el işçiliği ve yüksek tasarım gücü ile, günlük hayatı tamamlayıcı bir parça olarak var olur. Evrensel yeniliklere ve gelişmelere uyum sağlayabilen heyecanını Anadolu ve Ön Asya kültürlerinin sarsılmaz temelleri üzerinde yükselen değerlerden alır.

Erol Sağmanlı, Urart’ta çağdaş Türk sanat ve sanatçılarının eserlerinin sergilenmesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi, New York Metropolitan Müzesi, Royal Academy gibi birçok saygın kuruluş ile iş birliği ve sayısız kültür-sanat etkinliğine destek verilmesi, ulusal ve uluslararası tasarım yarışmalarında pek çok ödülü olan ilk Türk mücevher markası olması ile sektörde öncü, sıra dışı ve saygın bir yer edinmesini sağladı.

50. yaşını kutlayan Urart’ta geçmişin kültürel ve estetik mirasını en özgün tasarımlarla gelecek kuşaklara aktararak koruyan bir ekol yaratmış olmaktan gurur duyuyor.

"Mücevher, insan vücudunu süslemenin yanı sıra, güzelliğin ve gücün simgesidir. Bir kişinin mücevher  seçimi, onun benzersizliğini vurgular. Kendine has tarzı ile bütünleşir. Kişiliğinizi tamamlar. Kendinizi iyi hissettiğinizde yayılan enerjinin gizli ışıltısını taşır. Urart mücevheri  taşıyan birini gördüğünüzde, o parçanın sembolize ettiği değerleri de ruhunda hissettiğini anlarsınız: Kartal yüzüğü seven güçlü kadınlar, Dionysos koleksiyonunu takan hayat dolu kadınlar, Sonsuzluk kolyesini vakarla takan asil kadınlar...

Gençliğimde gelişen  tasarım, estetik ve sanata olan ilgim ile 1984 yılında başladığım resim koleksiyonumdan beri iyi bir gözle anlamlı bir koleksiyon oluşturabildiğimi düşünüyorum.

Aynı kişinin bakış açısı ve duyguları ile seçildiğinde, koleksiyondaki parçalarda bir bütünlük, anlatılacak bir hikaye olur . Bu  vizyon Urart'ta  tasarladığımız ve  el işçiliği ile ürettiğimiz her parçanın ruhuna da yansıyor. Her parça benzersizdir ve  aynı zamanda Anadolu'nun hazinelerinin duygularını ve stilini de taşır."

 

Urart 1972'den beri geçmişin gözalıcı tasarımlarını , o günün  el işçiliği ile  bugünün teknolojilerini bir arada  kullanarak günümüze uyarlıyor.  Urart, Anadolu'nun kültürel mirasının devamlılığını sağlamayı en önemli misyonu olarak benimsemiştir. Belirli yaklaşımları günümüze uyarlayarak geçmişle gelecek arasında kültürel miras ile bir köprü kurar.

Urart, binlerce yılın estetik birikimini yalın, sofistike el işçiliği ile işlenmiş  ve daha da önemlisi kullanılabilen tasarımlarla nesilden nesile aktarır. Her dönemde var olabilen zamansız tasarımlar yaratır.

Urart bir ailenin  tüm nesillerine dokunur ve ulaşır. Büyükannelerinin kendi koleksiyonlarından hediye ettiği Urart parçalarını gururla bakıma getiren genç Urartseverler ile birlikte olmaktan mutluyuz.

Bu ekibin sinerjisi ile ortaya çıkan koleksiyonlar, birbiriyle akıllı ve ilginç yollarla konuşan bir grup öğe oluşturur. Aksi takdirde birlikte yaptıkları konuşma, duyulmamış bir öykü olarak kalırdı.

Kültürel miras kadar el işçiliği de  Urart için çok önemlidir. Zanaatkarlık olmadan geçmişin unsurlarını bugüne taşıma misyonumuzu yerine getiremezdik. İstanbul merkezli olmak ile  Urart, bu kendin zengin kuyumculuk geleneğinden de  yararlanmayı başarmıştır. Urart, yıllardan bu yana ustalarıyla birlikte olduğu için  çok şanslı ve bu sayede  genç nesil zanaatkarların eski nesil tarafından yetiştirilmesini sağlıyor.

Urart, kuyumculuk ve metal işleme üretimi ve tasarımı, iletişim ve pazarlama alanındaki tüm gelişmeleri yakından takip ediyor Bilgisayarlar tasarım ve model yapımında sıklıkla kullanılmasına karşın, bir tasarıma hayat vermek için her zaman bir "el" dokunuşu gereklidir.

Metal işleme atölyelerinde bu tür “modern” gelişmeler yok; zanaatkârlarımız, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde veya Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde de  görme şansına sahip olduğumuz parçalarda kullanılan tekniklerin hemen hemen aynısını hâlâ kullanıyor. Örneğin Granülasyon ; girift dokulu yüzeyler oluşturmak için yüzeylere küçük boncuklar yerleştirme tekniğidir. Elle çekiçleme, zengin yumuşak girintiler oluşturmak için tekrarlanan çekiç darbeleri tekniğidir. Tüm bu teknikler, binlerce yıl önce yapıldığı gibi yapılır.

Urart,  tasarladığı mücevher ve objelerin günlük hayatta birlikte yaşayabileceğimiz parçalar olması gerektiğine inanıyor. Mevcut koleksiyonların ötesinde, 50 yıla yayılan Urart arşivi, 10.000'in üzerinde model içeriyor ve hala  zengin bir ilham kaynağıdır.

Urart,  New York Metropolitan Museum, Londra Royal Academy ve Toronto Aga Khan Museum için ürün tasarlayan ilk ve tek Türk mücevher markasıdır. Ulusal ve uluslararası sayısız kültür ve sanat festivaline destek oldu ve tasarım yarışmalarında ödüller aldı.

Anadolu'nun kültürel ve estetik mirasını özgün bir dokunuşla sentezliyor.

Urart, geçmişi ve bugünü aynı zerafetle kucaklayan mücevher ve dekoratif objeler tasarlıyor. Kreasyonlarımızın her birinin anlatacak bir hikayesi var ve bu yönü, farklı kültürlerden gelen ziyaretçilerin ilgisini çekmemize yardımcı oluyor. Örneğin, orjinali İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen, 4500 yıl önce taşlara çivi yazısı ile kazınmış tarihin ilk aşk mektubunun yer aldığı Aşk Tableti serisi, altın ve gümüş tasarımına uyarlanmış, orjinali  İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen Şarap Tanrısı Dionysos'un şölenlerini simgeleyen asma yaprağı şeklindeki mücevherlerden yola çıkılarak hazırlanan Asma serisi...